SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MUSAKAT BAHSİ

<< 1603 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

124 - (1603) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة ومحمد بن العلاء (واللفظ ليحيى) (قال يحيى: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا أبو معاوية) عن الأعمش، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة. قالت:

 اشترى رسول الله صلى الله عليه وسلم من يهودي طعاما بنسيئة. فأعطاه درعا له. رهنا.

 

{124}

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. EI-Alâ' rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Yahya: Bize haber verdi tâbirini kullandı. Ötekiler:) Bize Ebû Muâviye, A'meş'ten, o da İbrahim'den, o da El-Esved'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti, dediler. Âişe şunları söylemiş:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yahudîden veresiye zahire satın aldı da ona bîr zırhını rehin olarak verdi.

 

 

125 - (1603) حدثنا إسحاق بن إبراهيم الحنظلي وعلي بن خشرم. قالا: أخبرنا عيسى بن يونس عن الأعمش، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة. قالت:

 اشترى رسول الله صلى الله عليه وسلم من يهودي طعاما. ورهنه درعا من حديد.

 

{125}

Bize îshâk b. İbrahim El-Hanzalî ile Aliy b. Haşrem rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îsâ b. Yûnus, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da EI-Esved'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. ŞöyIe demiş:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yahudîden zahire satın aldı da ona demirden bir zırh rehnetti.

 

 

126 - (1603) حدثنا إسحاق بن إبراهيم الحنظلي. أخبرنا المخزومي. حدثنا عبدالواحد بن زياد عن الأعمش. قال: ذكرنا الرهن في السلم عند إبراهيم النخعي. فقال: حدثنا الأسود بن يزيد عن عائشة؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم اشترى من يهودي طعاما الى أجل. ورهنه درعا له من حديد.

 

{126}

Bize İshâk b. İbrahim El-Hanzalî rivayet etti. (Dediki): Bize El-Mahzûmî haber verdi. (Dediki): Bize Abdülvâhid b. Ziyâd, A'meş'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş:

 

İbrahim Nehaî'nin yanında selemin lâfını ettik de şunları söyledi: Bize Esved b. Yezîd, Âişe'den naklen rivayette bulundu ki:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yahudîden bir müddete kadar zahire satın almış ve demirden bir zırhını ona rehin vermiş.

 

 

(1603) - حدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا حفص بن غياث عن الأعمش، عن إبراهيم. قال: حدثني الأسود عن عائشة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، مثله. ولم يذكر: من حديد.

25 - باب السلم.

 

[ش (السلم) قال أهل اللغة: يقال: السلم والسلف وأسلم وسلم، وأسلف وسلف. ويكون السلف أيضا قرضا. ويقال: استسلف. ويشترك السلم والقرض في أن كلا منهما إثبات مال في الذمة بمبذول الحال. وذكروا في حد السلم عبارات. أحسنها أنه عقد على موصوف في الذمة، ببذل يعطي عاجلا. سمي سلما لتسليم رأس المال في المجلس. وسمي سلفا لتقديم رأس المال. وأجمع المسلمون على جواز السلم].

 

{…}

Bize bu hadisi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Gıyâs, A'meş'den, o da İbrahim'den naklen rivayet etti

 

«Bana Esved, Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadisin mislini rivayet eyledi» demiş; demirden kaydını zikretmemiş.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri «Buyu'», «İstikraz», «Cihâd», «Şerike», «Selem» ve «Megâzî» bahislerinin on bir yerinde; Nesâî «Buyû'»da; İbni Mâce «Ahkâm»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Bu rivayetlerden anlaşıldığına göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Ebû Şahme yahut Ebû Şahm denilen yahudîden ailesi efradı i;in bir miktar arpa alarak ona «Zâtü'l-fudûl» nâmındaki harp zırhını rehin vermiştir. Aldığı arpanın miktarı hususunda rivayetler muhteliftir. Bir rivayete göre otuz, diğerine göre yirmi, başka bir rivayetle kırk ölçektir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu arpayı, yahudîden alışveriş caiz olduğunu anlatmak için almış olması da bir ihtimâldir. Arpa mukabilinde zırhını rehin etmesi verecek başka bir şey bulamadığındandır.

 

Gerçi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ailesi efradı için senelik zahiresini bir yerde biriktirirdiği sahih rivayetlerle sabit olmuştur, fakat bu borçlanma o zahire bittikten sonra olmuştur. Ulemâdan bazıları borçlanmanın gelen misafirler sebebiyle yapıldığını söylemişlerdir; bilâhare bunu Hz. Ebû Bekir ödemiştir.

 

Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arpayı ashabının zenginlerinden almayıp yahudîye. müracaat buyurması, ya ondan başka kimsede bulunmadığından yahut sahabe arpayı kendisine teberru' ederek minnet altında kalmamak içindir.